Türkiye'nin günlerce konuştuğu 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasında dün tutuklu dört sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. İlk duruşmada, sanıkların neredeyse tümü ilk ifadelerinden farklı beyanlar vermeye başladı, ciddi çelişkiler sergiledi. Sanık Amca Arif Güran, silinen cep telefonu dinleme proramın için zor anlar yaşadı, gece yarısı programı silmesini izah edemedi, bütün mesajları sildiğini sanmasına rağmen, Maeme Başkanı, eskort kadınlarla mesajların durduğunu söyleyince şaşkınlık yaşadı. Mahkeme Başkanı, çelişkiler yumağı haline gelen ifadeler üzerine sanıkları ayrıntılı sorgulamaya başladı. Tutuklu sanık Anne Yüksel Güran, Narin daha kayıpken, kızının akibeti belli değilken, televizyon röportajında "Kim kızımı öldürdüyse getirsin, en azından mezarı olsun" demişti. Anne, televizyon açıklamaları nedeniyle çok kez samimi olmamakla suçlandı ve mahkeme de ayrıntıyı kaçırmadı. Mahkeme Başkanı, sanık anne Güran'a “Siz televizyonda ‘Kim öldürmüşse gelsin, bir yere koysun cesedini bıraksın’ demişsiniz. 28 Ağustos’ta saat 19.00'da Enes ile Yüksel’in dizine vurarak geldiği, ‘Kim kızımı öldürdüyse getirin, en azından mezarı olsun’ dediğiniz söylendi” sorusunu yöneltti. Anne, bu açıklamasını reddetti. Tutuklu sanık ağabey Enes Güran da savunmasında, eski ifadelerini reddetti, işkence altında alınan ifade iddiasında bulundu. Ağabey Güran, Mahkeme Başkanı, başkanının "Salim Güran'ı evinizde gördünüz mü?" diye sorması üzerine, Salim Güran'ı o gün evinde hiç görmediğini ileri sürdü. Mahkeme başkanının daha önceki beyanlarını da hatırlatarak, çelişen beyanları olduğunu belirtmesi üzerine Enes Güran, "Hatırlamadığım şeyler var. Olayın şokunda olduğum için öyle oldu." dedi. Duruşma bugün saat 09.00'da ilk olarak ağabey Baran Güran tanık sıfatıyla dinlenmesiyle başladı. Tanıklar dinlendiği esnada duydukları karşısında sinir krizi geçirerek mahkeme salonundan çıkan baba Arif Güran fenalaşınca ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Narin cinayetini aydınlatacak duruşma devam ediyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki dünkü ilk duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes, anne Yüksel ve amca Salim Güran savunma yaptı. Mahkemede, ikinci günde tanıkların dinlenmesine geçildi. Narin cinayetinde söz yargıda: Aile avukat ordusuyla geldi
Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı. Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma kamerayla kayıt altına alınıyor. Davanın 2. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlandı. Bugünkü duruşmada ilk olarak ağabey Baran Güran tanık sıfatıyla dinlendi.
Davaya müdahil olarak katılan Diyarbakır Barosu avukatlarından Nahit Eren, Baran Güran’a “Biz Adli Tıp’ın önündeydik. Sana teşhis yaptıracaklardı. Ben o teşhise izin vermedim. Bir ağabey, Narin’in bu kokusunu bu halini görmesin istedim. Onu güzel kokusuyla hatırlasın istedim. Ama sen dışarıda bile o kokuyu aldın” sözleri üzerine baba Arif Güran ağlayarak sinir krizleri geçirdi. Arif Güran baygınlık geçirirken tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı duruşmada Narin'in ailesini 8 avukat temsil etti. Dünkü duruşmaya 50'nin üzerinde baro başkanı katıldı. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve parti sözcüleri de duruşmayı takip etti. 300 kişilik duruşma salonunda yer kalmayınca koridorda kalan avukatlar tepki gösterdi.
Dünkü duruşmada, iddianame ve ilk ifadelerden farklı olarak, itirafçı Nevzat Bahtiyar'ın açıklamaları öne çıktı. Narin'in cesedini sanık Amca Arif Güran'ın isteği üzerine dere kenarına götürdüğünü iddia eden Bahtiyar, ilk duruşmada şöyle konuştu: "Salim bana ‘Narin’i götür bir yere at’ dedi. ‘Parça parça halinde suya at kimse görmesin’ dedi. Beni tehdit ettikten sonra yapmak zorunda kaldım. ‘Oğlun Muhammed’in kafasına sıkarım, sonra senin kafana sıkarım’ dedi. Battaniyeyi Salim getirdi. Evden dışarı çıktı, battaniyeyi getirdi. Narin yerde yatıyordu. Battaniyeye sardıktan sonra benim evin ahırına getirdim. O sırada kimseyi görmedim. Sonra kırmızı arabama götürdüm. Narin’i arabaya koyduğumda yukarıya baktım, Yüksel ağlıyordu. Narin'i battaniyeye sardıktan sonra ben aşağı indim. Salim arabasıyla aşağı doğru geldi. Ben ilk olarak ahıra gittim. Orada torbaya koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Battaniyeyi, Salim Güran geldi, benden aldı. Eşim ve annem evdeydi, dışarıda değildi."
Narin'in annesi Yüksel Güran'ın kızının ölümünü izlerken kızı için değil oğlu Enes'i kurtarmak için ağladığı iddiası da seslendirildi. İtirafçı Nevzat Bahtiyar, "Salim Güran cesedi parçalamamı istedi ama vicdanım el vermedi. Büyük ihtimalle Narin'i boğarak öldürdüler. Anne Yüksel Güran, Narin'in ölümünden sonra oğlu Enes'i kurtarmak için ağlıyordu." dedi. Hakim, zamanlamada tutarsızlık olduğunu belirterek, "15.08 sen Salim ile buluşuyorsun. 15.15'te Narin geliyor. 15.08'de senin yanında ise Yüksel Güran ile nasıl ilişkiye giriyor? Zaman tutmuyor." ifadelerini kullandı, çelişkiyi sordu.Bunun üzerine Bahtiyar ise, "Ben Salim'i sadece evimin bahçesinde sulama yaparken 10-15 dakika sonra yukarıdan gelirken gördüm. Salim ile eve girdiğinde bana sadece Narin'i kaybet dedi" iddiasını aktardı. Hakim eksik bölümleri tamamlamasını isterken Bahtiyar, "Salim bana dereye parça parça at dedi." diyerek konuştu.
Duruşmada daha sonra ağabey Enes Güran’ın savunmasına geçildi. Mahkeme başkanı Enes Güran’a, “Salim Güran birini öldürme potansiyeline sahip mi?” diye sordu. Ağabey, “Bilmiyorum.” yanıtını verdi. Hakim bu kez “Nevzat Bahtiyar öldürebilir mi?” diye sordu. Enes Güran, “Bu araba meselesinden sonra öyle düşündük.” yanıtını verdi. “HİÇBİR ŞEY HATIRLAMIYORUM” Duruşmada eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, ifadesi süren Enes Güran’a ilk ifadesinin ne zaman alındığını, gözündeki morluğu sordu. Enes Güran, şu yanıtı verdi: “İlk ifadem Tavşantepe’de alındı. İlk ifademde de belirttiğim gibi hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Gözümdeki morluk, mısır tarlasında oldu. 1’inci günün gecesi ‘Narin hastanede’ diye telefon geldi. Babam ve ağabeyimin ağlaması ve amcamın oğlunun kavgası sonucu yüzüme vurdum.” Enes Güran ise "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğim ifadeleri işkenceden dolayı kabul etmiyorum. Kendimde değildim." dedi. Nahit Eren'in Narin kaybolduğu gün Salim Güran ile görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Enes Güran, Narin'in kaybolduğu gün amcası Salim ile hiç görüşmediğini, telefon görüşmesi de yapmadığını ileri sürdü. Nahit Eren'in, cezaevindeyken Narin Güran ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunu neden merak ettiği yönündeki sorusunu Güran, "Narin diş fırçamı kullanmıştı. Ben de onun açığa çıkmasını istiyordum. İlk defa karakol ve cezaevini gördüm. Suçun üzerimde kalmasını istemiyordum." yanıtını verdi.
İlk duruşmada, sanıkların önemli çelişkiler sergilediği görüldü. Annenin ilk açıklamalarıyla sonraki açıklamaları arasındaki farklılıklar mahkemenin de dikkatini çekti. Mahkeme Başkanının “Siz televizyonda ‘Kim öldürmüşse gelsin, bir yere koysun cesedini bıraksın’ demişsiniz. 28 Ağustos’ta saat 19.00'da Enes ile Yüksel’in dizine vurarak geldiği, ‘Kim kızımı öldürdüyse getirin, en azından mezarı olsun’ dediğiniz söylendi” sorusuna Yüksel Güran, “Hayır, yalan yemin ediyorum ki öyle bir şey demedim” dedi. “Narini sen öldürmedin mi?” sorusuna, “Hayır, yemin ederim öldürmedim” dedi. “Salim mi öldürdü?” sorusuna da “Hayır” yanıtını verdi. “Nevzat mı öldürdü?” sorusuna, “İşte ortadadır. Salim mi kim öldürdüyse Allah belasını versin” yanıtını verdi. “Oğlun Enes mi öldürdü?” sorusuna da “Hayır. Oğlum Enes öldürseydi, kendi ellerimle teslim ederdim” yanıtını verdi.
Dünkü duruşmada, sanık Salim Güran ise Narin'in annesiyle ilişkisi olduğu iddialarını reddetti. Nevzat Bahtiyar'ın sözlerini yalanlayan Salim Güran, "Çıksın itiraf etsin. Yalan söylüyor." dedi. Narin'in kaybolduğunu olay günü 18.30'da tarladan dönerken öğrendiğini öne süren Salim Güran'a daraltılmış baz ve HTS kayıtları da soruldu. "Baz verilerine göre Arif’in evine gittiğiniz tespiti var" sorusuna “Ben Arif’in evine hiç gitmedim." diye yanıt verdi. Salim Güran, "Bazın göstermesi normaldir çünkü Arif ve benim evim arasında 30 metre var." diyerek kendini savundu.
Anne Yüksel Güran da ifadesinde hakkındaki iddialara tepki göstererek "Namusumuza dil uzatılıyor. Beni öldürün ama namusuma leke sürmeyin." dedi. Güran, Nevzat Bahtiyar ve Salim Güran'ın evine geldiği iddiasının da doğru olmadığını söyledi.
Narin kaybolduğu zaman kolundaki ısırık iziyle gündeme gelen ağabey Enes Güran, gözünde oluşan morluğun mısır tarlasında Narin'i ararken olduğunu söyledi. Amcası ile annesi arasındaki ilişki iddiası sorulan Enes Güran, "O benim annem. Bu şekilde sormanız çok kötü". dedi. Mahkeme başkanı da özür dileyerek gerçeği ortaya çıkarmaya çalıştığını söyledi.
Daha sonra tanıkların dinlenmesine geçildi. Baba Arif Güran'a Nevzat Bahtiyar'dan şüphelenip şüphelenmediği soruldu. Bahtiyar ile daha önce bir araba ticareti konusunda tartıştıklarını söyleyen Arif Güran, o sırada Bahtiyar'ın kekelemesiyle dalga geçtiğini ifade etti ve "Tüm sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
Mahkemede, sanık amca Güran'ın Narin'in kaybolduğu gün telefonuyla yaptığı işlemler gündeme geldi. Amcanın, telefondaki dinleme programını gece yarısı sildiği anlaşıldı. Mahkeme Başkanı ile sanık arasında şu konuşma geçti: Hakim: Sen de çok zekisin, sen bu salondaki herkesi suya götürüp susuz getirirsin. Asıl o tarihte işine yarayacak o programı sildin. Salim Güran: Ben silmedim. Hakim: O programı devre dışı bırakman çok şüpheli bir hareket. Hakim: Telefon görüşmelerini neden sildin? Salim Güran: Eskortlarla görüşmüştüm, o yüzden sildim. Mahkeme Başkanı: Belki binden fazla eskort ile görüşmüşsündür, onu bilemem ama asıl silmen gerekeni silmemişsin, çünkü eskort mesajların duruyor. Salim Güran: Silmemiş miyim? Mahkeme Başkanı: Narin'i kim öldürdü? Salim Güran: Kim öldürmüş bilmiyorum. Üfürükçü getirdiler onların evinin etrafında üfürükçü Nevzat'ın evinin orayı gösterdi. Üvey annemin etrafında dolaştırıyorlar ben de üvey annemden dahi şüphelendim.